Tasarım ve operasyonlarda güvenlik hususları, binaların bina sakinleri için güvenli ortamlar sağlamaya devam etmesini sağlamak için giderek daha kritik hale gelecektir.
Binaları ekstrem hava koşullarından korumaya yönelik proaktif önlemler, olay sonrası onarımlardan daha uygun maliyetlidir. Sele yatkın bölgelerde, binalarda alçıpan ve kontrplak yerine beton veya PVC tuğla gibi suya dayanıklı malzemeler giderek daha fazla kullanılacaktır. Yoğun yağış alan bölgelerdeki binalarda güçlendirilmiş çatılar ve oluklar bulunacaktır. Yüksek orman yangını riski taşıyan bölgelerde binalar yangına dayanıklı malzemeler, panjurlar ve sprinkler sistemleri içerecektir. Siklona eğilimli bölgelerdeki binalar daha güçlü rüzgar yüklerine dayanacak şekilde tasarlanacaktır(50).
Bina yangınları olasılığının ve şiddetinin artması, daha yüksek yangın güvenliği standartlarını beraberinde getirecektir. Şişen kaplamalar ve kompozitler gibi gelişmiş yangına dayanıklı malzemeler yangının kontrol altına alınmasını iyileştirecektir. Birbirine bağlı sensörler ve yapay zeka kullanan yangın algılama sistemleri, gerçek zamanlı izleme ve müdahaleyi geliştirecektir. Havalandırma kanallarındaki yangın ve duman yayılımı, mekanik damperler artık yeterli olmadığından, giderek artan oranda motorlu damperler tarafından kontrol edilecektir. Ayrıca yangın söndürme sistemleri, su sisi teknolojisinin ve çevre dostu yangın söndürme maddelerinin daha geniş kullanımıyla gelişecektir(51).
Artan siber güvenlik tehditleri, Avrupa Siber Dayanıklılık Yasası gibi daha katı düzenlemelerle birleştiğinde, bina otomasyon ve kontrol sistemlerinde güvenli iletişim protokollerinin benimsenmesini hızlandıracaktır. TLS tabanlı şifreleme ve sertifika tabanlı kimlik doğrulama gibi teknolojilerden yararlanan protokoller, cihazlar ve sistemler arasında güvenli, kurcalamaya karşı korumalı iletişim sağlayacaktır.
Son olarak, yeni bina teknolojileriyle ilişkili riskler, hedefli etki azaltma stratejileri gerektirecektir. R-290 (propan) ve R-717 (amonyak) gibi düşük GWP'li soğutucu akışkanlar kullanılan mekanik ekipman odaları, özel gaz sensörleri gerektirecektir. Benzer şekilde, lityum-iyon bataryaların bulunduğu odalar hidrojen ve etilen, propilen, metan ve karbon monoksit gibi diğer tehlikeli gazları tespit etmek için sensörlerle donatılacaktır(52).